21 Eylül 2024 Cumartesi

Madeline Martin - Londra'nın Son Kitapçısı

Merhaba,

Kitap okumayı seven, kitapsız günü geçmeyen, hatta kitaplara tutkuyla bağlı olanlar için harika bir kitap önerisi ile geldim bugün. Londra'nın Son Kitapçısı.

Bizim sevdiğimiz enlerden biri kitap olunca, kitaplar, kitapçılar ve kitap sevenler hakkında yazılmış bir romandan daha güzel ne olabilir ki.
İşte Londra'nın Son Kitapçısı sadece adına bakarak bile alabileceğimiz bir kitap. Merak etmeyin içide çok güzel.

Konusundan biraz bahsedeyim şimdi. Grace ve Viv çocukluktan itibaren yakın arkadaştır ve Grace'in annesinin ölümünden sonra beraberce Londra'nın yolunu tutarlar. Zaten Grace'in annesinin yakın bir arkadaşı olan Bayan Weatherford ise bir süredir Grace'i yanına çağırmaktadır. Kızların hayalleri ışıl ışıl canlı bir Londra olsa da onları İkinci Dünya Savaşı öncesi hazırlıklar yapan tedirgin bir şehir karşılar.

Viv kendine bir mağazada iş bulur, Grace ise bir kitapçıda. Ve Grace hiç kitap okuyan bir insan değildir aslında. Kitapçının sahibi Bay Evans'ın aksi tavırları ve darmadağınık tozlu raflar ise Grace'e buranın derlenip toplanacak bir dükkan hissi verir önceleri. 

Ama kitapçıda tanıştığı George Anderson'un ona hediye ettiği bir kitapla okumaya başlaması ve bunu diğer kitapların peşpeşe takip etmesi uzun sürmez. Grace sadece altı ay için girdiği işinde, şimdi nasıl ayrılacağını düşünmektedir.

Bu arada savaş başlamış Almanlar, her gün gece gündüz Londra'yı bombalamaya başlamıştır. Gündüz saldırıları sırasında Grace'in sığınakta yüksek sesle kitap okumaya başlaması ise bir yerden sonra insanların dışarıda olup bitenlerden kendilerini soyutlayıp, onlara bir nefes alma anı yaratır.

Her satırıyla duygu yüklü, umut aşılayan bir kitap Londra'nın Son Kitapçısı. Savaşın kaos ortamından insanların kitaplar vasıtasıyla birbirine tutunma, hayata tutunma hikayesi.

20 Eylül 2024 Cuma

Shelley Read - Bir Nehir Gibi

"Tek bir yağmur fırtınası nasıl bir nehrin kıyılarına aşındırıp yatağını değiştirebilirse, bir kızın hayatındaki tek bir olay da onun daha önce kim olduğunu silebilir."

Bir Nehir Gibi//Shelley Read
@thekitapyayinlari 

Merhaba,

Aslında geçen hafta sonu bitirdiğim, okurken çoğu yerde gözlerimin dolduğu ve paylaşmak için sabırsızlandığım ama görsel hazırlamadığım ve araya ufak bir hastane süreci girdiğinden paylaşımın bugüne kaldığı Bir Nehir Gibi ile geldim bugün.

Çok güzel yazılmış bir ilk roman Bir Nehir Gibi. Takip edenler bilirler, ilk romanları severim. Yazarın yıllarca içinde biriktirdiklerinin artık taşmış, dışa vurmuş halidir. Hele birde konu güzel yakalanmış ve iyi işlenmişse. Aynı bu romanda olduğu gibi.

Konusuna gelirsek; yıl 1948. Yer Colorado. Henüz teknolojinin ve gelişmenin doğayı katletmediği ama aynı zamanda uygarlığın insanı ehlileştirmediği yıllar. Mevsim, en sevdiğimden, sonbahar.

Victoria (o zaman için Torie), kardeşini kumar masasından bulup getirmek için kasabaya iner. Ama hayat karşısına Wilson'u çıkarır. Victoria için 17 yıllık hayatı o an anlam kazanır. Wilson'un bir bakışı bir sözü onu kendinin farkına vardırır. Çünkü 12 yaşında kazada ölen annesinin evdeki görevlerini devralan Victoria, o günden sonra çocukluğunu geride bırakmış, gençliğini ise hiç yaşamamıştır. 

Gördükleri ilk andan itibaren Wilson'a düşman olan ailesi ve kasaba halkı ise, ona rahat vermezler. Çünkü ırkçılığın yoğun bir şekilde yaşandığı yıllardır ve Wilson kızılderilidir.

Ama bu gerçek iki genci durduramaz. Hiçbir şeyi düşünmeden günü yaşayan iki genç, yaşanacaklar için hazır olmasalar bile, ikisinin hayatıda kökten değişimler geçirir.

Bazen hayatta karşımıza birden fazla seçenek çıkar ve nereden devam edeceğimizi bilemesek de, o an bizim için en uygun görünenden devam ederiz. İşte bu kitapta, tercihleriyle ve sonuçlarıyla hayatına devam eden, ayakta kalmayı bir şekilde başaran Victoria'nın hikayesi.

Kesinlikle çok etkileyici bir roman. Tavsiye ederim.🌱